Göksu ve Yeşilçay nehirleri arasında kalmış, Karadeniz'e sınır, minicik, yemyeşil cennet parçası Ağva..
Evet bazen şehir, koşuşturmaca, herşey yoruyor ve zor geliyor nefes almak. İşte Ağva tam bu noktada bir durak olmalı bizim için. O kadar küçük ki hiçbirşey için acele etmenize gerek yok, o kadar sakin ve insanları o kadar tatlı ki herkes sanki siz huzur bulun diye size yardım için orda.
Ağva'da fenere gidin, çılgın dalgaları izleyin, Asmalı kafede bir türk kahvesi için, yemyeşil doğasında trekking yapın. Ancak en keyiflisi, Göksu kenarında ayaklarınızı uzatın ve saatlerce nehir kenarında oturun, kitabınınız, çayınız, kahveniz yanınızda olsun yeter.. Sabahın erken saatlerinde kuşları dinleyin ve o taze havayı bol bol içinize çekin, nefes alın..
Geçen hafta hava Ağva'da oldukça serindi, hatta soğuktu, ki yazın bile akşamları hırkasız dolaşamıyormuşsunuz. Bunu bir kenara not edin. Soğuk hava ve ara ara yağan yağmur bizi yıldırmadı, Ağva'nın keyfini çıkardık. Ancak Mayıs-Haziran gibi bir kez daha orda olmayı çok istiyorum. Biz haftaiçi orda olduğumuz için çok boştu, tatlı butik otelimiz Alesta'da bizim dışımızda sadece bir çift konaklıyordu. Ancak hafta sonları ve tatillerde oldukça kalabalık oluyorlarmış, önceden rezervasyonunuzu yaptırmayı unutmayın.
Göksu kenarındaki butik otellerin bir çoğu çok keyifli. Gitmeyi düşünenlerin, mutlaka bunlardan birinde nehir manzaralı bir oda seçmelerini öneriyorum. Ayrıca Ağva'dan önce Şile'de minik bir mola verip, bir tur atmayı da ihmal etmeyin derim ben.
Şimdiden keyifli tatiller :))
ah gerçekten cennet gibi :) yağmur böyle yerlere yağınca çok güzel kokar..
YanıtlaSilnehirdeki yağmurun güzel görüntüsü aklıma şu satırları getirdi;
"Yeni başlayan hafif bir yağmur suyun tüylerini diken diken ediyordu."
Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali
:)) kesinlikle
SilThe photos are really beautiful. I especially love the first picture.
YanıtlaSilthanks :) Ağva is a place by the river and it's like part of heaven :))
Sil