.. ve Bozcaada

Samimi, sıcacık Bozcaada.. Kısa bir özet ve bol bol fotoğraf olsun istiyorum bu postta. İlk fotoğraflar konakladığımız mekan 'Çapraz Tatil Köyü'nden olucak. Akşam saatlerinde ulaştığımız Bozcaada bizi pasparlak bir güneş ile karşıladı. Ertesi sabah rüzgar ve deli gibi bir yağmurla uyandırdı !! Küçük tatilim en keyifli anlarındandı , yağmuru okadar özlemişim ki.. Dönüşte de yine parlak güneşle sıcacık bir veda..

İlk fotoğrafta güneşin son parıltıları, ikinci fotoğrafta ise yağmur :) ve akşam yemeğine giderken kapımı açtığımda karşılaştığım manzara-koyunlar :)) sonrasında tavşanlar tavuklar.. Hepsi, çok güzel ve samimi karşılantığımız 'Çapraz Tatil Köyü'nü daha da sıcak bir mekan haline getiren ayrıntılar.

Mekandan manzaralarla devam edelim..

Üstteki fotoğraflar da 'nerede güneşlenelim ??' sorusunun yanıtıydı. İster deniz kenarında, ister zeytin ağaçlarının altında.. Ya da belki güneşlenmeyelim :)) Bizim tercihimiz, daha doğrusu tercih etmeye mecbur kaldığımız seçenek bu oldu. Tatil köyüne akşam varır varmaz hemen denize koştuk ve soğuk suda yüzdük yüzdükk !! İlginç ve biraz zorlu bir deniz.. Çapraz ayrıca o yörenin adı, nedeni de dalgaların çapraz gelmesi. Ertesi sabah da bizi yağmurla karşılayan ada güneşlenme mekanı seçeneklerini elimizden aldı. Seve seve razı oldum ben de buna :))

Soldakki akşam yemeği manzaramız, sağdaki de kahvaltı salonumuz.. Yemekler 'Taş Restoran' isimli mekanda.. Akşam yemeğimiz de, kahvaltımız da inanılmaz lezzetliydi. Tekrar tekrar tebrik ediyorum :)) Açık büfelerde yaşadığımız sorunu kesinlikle yaşamadık ve tabağımıza aldığımız herşeyi afiyetle silip süpürdük. Kendi yetiştirdikleri sebzelerle yapılan taptaze yemekler, kahvaltıda çeşit çeşit ezinelerin olduğu peynir bölümü, hepsi çok başarılıydı. Mutfak en önem verdikleri konuların başında geliyormuş işletmecilerin ve bu o kadar belli ki.. Yemeğimin üstüne hazırladığım tatlı tabağını bile Türk kahvemle afiyetle bitirdim. Tamam bunda benim yemek aşkımın da katkısını ihmal etmiyorum :))

Üstteki fotoğraflar da restoran yolundaki, adanın meşur üzümlerinden kareler ve üzüm deyince aklıma gelen kahvaltıdaki çeşit çeşit reçeller.. Bu arada domates reçelini de ilk defa tattım, ancak benim favorim her zaman kesinlikle vişne reçeli !!

Şimdi de adada gece turuna çıkalım. Kaldırımlara yayılan insanlar, kafe ve restoranlardan gelen fransızca, yunanca çeşit çeşit şarkılar, klasik, fasıl her tarzda hoş müzikler ve keyif.. İnanılmaz bir keyif..

Eğlenceli ayrıntılar..

Bu çiçekli pencerelere, sokaklara aşık olmamak mümkün mü yoksa ben mi uçuyorum bazen ??

Gece, ada sokakları ve ışıkları..

Adada geceye, üstteki son iki fotoğrafla noktayı koyuyorum. Hadi güneşi doğuralım :))

İnsansız ancak yine de kalabalık, gürültülü fotoğraflar.. Eşyaların ada yaşamları :)) Deniz manzaralarıyla hepsi çok keyifli ve mutluydu ;)

Adadan tonlar; yaprak yeşili, misss üzüm moru, deniz mavisi ve çiçek rengarengi :))

Üstteki turuncu kapılı ev, duvarlarına sıçrayan mavi boyası, sallanan sandalyesi, çirkin duvarları ve telde asılı çamaşırları beni büyüledi! Barselona Gotik'e gidip geldim.

Üstteki mavi-beyaz kareler mi ?? Yoo hayır Yunan adalarından değil.
Deniz ve gökyüzü manzaralarım, mavi manzaralarım..

Dönüş yoluna manzara turu yapmadan başlayamadık. Akvaryum koyunda yağmurdan sonra hava oldukça kapalıydı.

Ara ara yağmur, damlalarını göndermeye devam etti ve biz onları seve seve kabul ettik :))

Ayazma'ya doğru hava açılıyor.
Şimdi alttaki fotoğraflara odaklanalım.

..ve evet cennet.

Son fotoğrafla da adaya veda edip, tekrar gidilecek yerler listeme adını ekliyorum, bir de kalp içine alıyorum.

Görüşürüz Bozcaada..